Boğazköy Paylaşım
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortalliGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 klasik mantık

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
eda
Site Sorumlusu
Site Sorumlusu
eda


Kadın
Mesaj Sayısı : 42
Yaş : 35
Nerden : istanbull
Kayıt tarihi : 25/09/07

klasik mantık Empty
MesajKonu: klasik mantık   klasik mantık Icon_minitimePtsi Ekim 01, 2007 7:29 am

. Ünite : KLASİK MANTIK

A. MANTIĞIN ALANI ve İLKELERİ


1- Mantığın Tanımı

Düşünmeye dayalı olan her alanın doğruluğu düşünme eyleminin doğru yapılmasına bağlıdır. Çok uzun zamanlardan beri kullanılan mantık, bizlere doğru düşünmenin yollarını gösteren bir bilimdir.

Mantığın temel amacı (bilimsel dilden günlük dile kadar tüm alanlardaki) ifadeleri genel bir yöntemle inceleyerek doğruluk ya da yanlışlık yargısıyla değerlendirebilmektir. Mantık, bu amaç için, düşünme faaliyetini çözümlemekle işe başlar. Buna göre:
Her insan zihninde herhangi bir konu ile ilgili çeşitli yargılar (önermeler) vardır. Ancak insan, daha geçerli bir doğru bilgi aradığı için, elindeki bilgilerden yeni bilgilere ulaşmaya çalışır. Mantık içerisinde, düşünme faaliyeti bir “akıl yürütme” (kıyas) olarak adlandırılır. Akıl yürütme ise verilen yargılardan (öncüllerden) doğru ya da yanlış olabilecek yeni bir yargı çıkarma işlemidir. Önermelerin doğru veya yanlış olabilmesine doğruluk değerleri denir.

Uyarı : Mantık içerisinde akıl yürütmenin doğruluğu ile gerçek yaşamın doğruluğu birbirinden ayrı olarak değerlendirilir. Mantıkta öncelikli olan (kimi zaman gerçek yaşamın doğruluğuna ters düşse de), akıl yürütmenin doğruluğudur.

klasik mantık Mantkkonu01ot4


Mantığın Özellikleri:

• Nasıl daha doğru düşünülebileceğini inceler. Bu nedenle olması gerekeni konu edinir ve bu nedenle kural koyan (normatif) bir alandır.
• Doğruluk değerini sorgularken deney-gözlem yoluna başvurmaz.
• Tüm alanlar için düşünme metotları geliştirir.
• Kendisine özgü araştırma yöntemleri vardır.

2- Mantık ile İlgili Temel Kavramlar

Varlık : Dış dünyada belli bir konuma sahip, yer kaplayan ve üzerinde deney-gözlem yapılabilen her şeye denir.

Kavram : Varlığın zihnimizde bıraktığı etkiyle oluşan izlenimlerdir. Bu izlenimler doğrudan varlığın taşıdığı özellikler olabileceği gibi varlığın taşıdığı özelliklerin tersine çevrilmiş hali de olabilir.

Örneğin : ölüm - ölümsüzlük.

Terim : Kavramların dildeki söyleniş biçimleridir. Aynı zamanda, dilde tek başına anlam taşıyan en küçük birim olduğunu da söyleyebiliriz.
Varlık, kavram ve terimi bir arada gösterecek olursak aşağıdaki şekil ortaya çıkacaktır:

Örneğin : “Çikolatalı pasta” kavramı kendi bünyesinde “çikolatalı olma”, “hamur işi olma”, “cansız olma” ve “varlık olma” gibi birçok özellik barındırır; ya da “Türkiyeli” kavramı bünyesinde “Türkiye’de yaşama”, “insan olma”, “canlı olma” ve “varlık olma” gibi birçok özellik barındırır. Tüm bu özellikler bu kavramların içlemidir.

Kaplam : Bir kavramın kendi bünyesinde taşıdığı alt grupları o kavramın kaplamını belirtir. En genel ifadeler, özel ifadelere göre daha çok kaplama sahiptir.

Örneğin : “Varlık” kavramı “canlı” ve “cansız” kavramlarını alt grubu olarak bünyesinde barındırır. “Canlı” ve “cansız” kavramları da birçok alt kümeye sahiptir ve bu alt kümeler aynı zamanda “varlık” kavramının alt kümeleri sayılır.
Önerme : Belli bir yargı ifade eden ve bir doğruluk değeri alabilen ifadelere denir. İstek, emir, soru ve ünlem bildiren ifadeler, herhangi bir doğruluk değeri alamayacakları için önerme olarak değerlendirilmez.

Öncül : Düşünsel işlemler (akıl yürütmeler) sonucunda yeni bir önermenin temeli olmuş önermelere denir.
Doğruluk Değeri : Herhangi bir ifadenin doğrulanması veya yanlışlanması sonucunda önermeye yüklenen “Doğrudur” ya da “Yanlıştır” değerine denir. Yani doğruluk değeri, bir önermenin doğru olmasını gösterebildiği gibi, yanlış olmasını da gösterebilir. Doğruluk değeri tek bir önermeye yükleniyorsa, bunu belirlemek için gerçekliğin doğrusuna veya hayali doğruya başvurulabilirken; doğruluk değeri öncüllerden elde edilen bir sonuca yükleniyorsa, sadece mantık doğrusuna başvurulabilir.

klasik mantık Mantkkonu04qk7


3- Düşünme Biçimleri

Düşünce, üç farklı biçimde gelişim gösterir:

a. Analoji (Özelden–Özele)
Zihnin iki benzer kavram arasında, benzerliğe dayanarak, yargı genellemesi yapmasıdır. Özel bir kavramdan diğer özel bir kavrama doğru yapılır.

klasik mantık Mantkkonu05yj5

b. Tümevarım (Özelden–Genele)
Zihnin bir kavrama dair birkaç örnek olaydan sonra benzer bütün kavramlar için geçerli kabul edilecek genel bir sonuca ulaşmasıdır. Özel bir kavramdan benzer bütün kavramların oluşturduğu genel bir kavrama doğru yapılır.

klasik mantık Mantkkonu06xz6

c. Tümdengelim (Genelden–Özele)
Zihnin bir kavramın bütün üyeleriyle ile ilgili genel bilgisinden hareketle o kavram grubuna ait tek bir eleman için geçerli kabul edilecek sonuca ulaşmasıdır. Genel bir kavramdan (benzeri) tekil bir kavrama doğru yapılır.

klasik mantık Mantkkonu07gs0


4- Düşünme İlkeleri

İnsan aklı bir durum karşısında bazı ilkeler çerçevesinde düşünce geliştirir. Mantık ise bu ilkeler içerisinden bazılarını kendisine temel alır bu ilkeler şunlardır:

a. Özdeşlik (Aynılık) İlkesi
Bir varlığın değişmediği müddetçe hep aynı kalacağını anlatan ilkedir. “A, A’dır” şeklinde gösterilir. Kısaca, “Bir şey ne ise, yalnızca odur” yargısını bildirir.

b. Çelişmezlik İlkesi
Herhangi bir varlığın aynı anda hem bir şey, hem başka bir şey olamayacağını ifade eder. “A, -A değildir” (A, A olmayan değildir) şeklinde gösterilir. Örneğin, ”Bir şey, aynı anda hem bir yerde, hem de başka bir yerde olamaz.”


c. Üçüncü Halin İmkansızlığı
Bir varlık ya kendisidir ya da kendisi olmayandır. İfadesi, “A veya -A”dır. Bunun dışında üçüncü bir durum olanaksızdır. Çünkü bir şeyin kendisiyle birlikte kendisi olmayanının toplamı evrensel kümeye karşılık gelir. “A + '-A' = Evren” şeklinde formüle edilir.

Örneğin : Elma kırmızıdır ya da kırmızı olmayandır.
(Zaten “kırmızı” ve “kırmızı olmayan her şey” tüm evreni ifade ettiği için üçüncü bir durum imkansızlaşmaktadır.)


d. Yeter - Sebep İlkesi
Herhangi bir durumun gerçekleşmesi için belli bir durumun yeterli olması ilkesidir.

Örneğin : “Çalışırsan başarırsın” ifadesinin doğruluğu için “Bütün çalışanlar başardılar” ifadesi yeterlidir.


Mantıkta anlam taşıyan en küçük birime Kavram (terim) denir. Kavramlarla yapılan bilgilendirme amaçlı ifadelere Önerme; önermelerden yeni bir önermeye ulaşma işine de Kıyas denir. Ancak her üçünün de mantık içerisinde ayrı bir önemi vardır.
. KAVRAM ve TERİM

Kavram, nesnelerin zihnimizdeki tasarımıdır. Terim ise kavramların dil ile ifadesidir. Kavram bir nesneyi, terim ise kavramı gösterir.

1- Kavram Çeşitleri

Mantık her kavramı öncelikle “Nelik” ve “Gerçeklik” olarak ele alır. Nelik, bir kavramın zihinde taşıdığı tüm anlamlardır. Gerçeklik ise bir kavramın dünyada taşıdığı tüm somut özelliklerdir. Bir varlığın gerçekliği olsa da henüz algılanmamışsa neliği oluşmaz. Her neliği olan kavramın ise dış dünyada bir karşılığı olmayabilir (örneğin, hayali varlıklar). Ama her kavramın bir neliği vardır.

klasik mantık Mantkkonub01wa3


a. Tek Tek Ele Alınışlarına Göre Kavramlar

Tümel, Tikel ve Tekil: Eğer bir kavram, ifade ettiği grubun tamamını kapsıyorsa (bütün insanlar, tüm gezegenler, tüm çiçekler…) “tümel” ; eğer ifade ettiği grubun tümü kadar büyük, bir tek üyesi kadar küçük olmayan bir kısmını kapsıyorsa (bazı insanlar, bir kısım gezegenler, birkaç çiçek…) “tikel” ; eğer gruptaki yalnızca bir elemanı kapsıyorsa (Ali, Ayşe, Dünya, papatya…) “tekil” kavramdır.

Yalın ve Karmaşık: İçlemi az olan genel kavramlara “Yalın”, içlemi fazla olan özel kavramlara "Karmaşık” denir.

Olumlu ve Olumsuz: De Morgan adlı düşünüre göre bir şeyin kendisi ve kendisinin değillenmesi evreni kapsamalıdır. “Üçüncü halin imkansızlığı” ilkesi bunu gerektirmektedir. Bu nedenle bu şeyin kendisine (güzel, iyi, insan, kötü…) “Olumlu” (Pozitif), değillenmesine (güzel olmayan, iyi olmayan, insan olmayan, kötü olmayan…) “Olumsuz” (Negatif) kavram denir.

Uyarı: “İyi” ve “kötü olmayan” aynı anlamlara gelseler de farklı gruplarda değerlendirilirler. Çünkü mantık, anlama değil, biçime dikkat etmektedir.

Soyut ve Somut: Bir kavram, gerçekliği olan bir nesneye karşılık geliyorsa “somut”; bir nesnenin ya da nesnelerin ortak özeliğini ifade ediyorsa “soyut” kavramdır.

Kollektif ve Distribütif: Bir kavram insanlar grubunu işaret ediyor ve grubun tamamını ifade ediyorsa kollektif (ortak) kavram; kavram insanlar grubunu işaret ediyor ama gruptaki bir bireyi ifade ediyorsa distribütif (dağıtılmış) kavramdır.

b. Birbirleriyle İlişkilerine Göre Kavramlar

- Özlük ve İlintilik: Bir kavram, sadece başka bir kavramın özelliğini belirtiyorsa “özlüğü”; kavram, diğer kavram ile birlikte başka kavramlarında özelliğini belirtiyorsa, yani ortak bir özellik ise bu durumda “ilintiliği” olur.

Örneğin : “İnsan, elektronik alet yapandır.” ifadesinde “elektronik alet yapmak” sadece insana özgü olduğu için “insan” kavramının “özlüğü” olur. Ancak “İnsan, hareket edendir.” ifadesinde “hareket etmek” insan dışında diğer canlılarda da görüldüğünden “insan” kavramının “ilintiliği”dir.


2- Kavramlar Arası İlişkiler

a. Eşitlik İlişkisi
Eğer, iki kavram, karşılıklı olarak birbirlerinin tüm elemanlarını kapsayıp, bünyelerinde barındırıyorlarsa bu kavramların aralarında eşitlik ilişkisi vardır.
. Ayrılık İlişkisi
Eğer, iki kavram, birbirlerinin hiçbir elemanını kapsamıyor ve bünyelerinde barındırmıyorlarsa bu kavramların aralarında ayrıklık ilişkisi vardır.
c. Tam Girişimlilik İlişkisi
Eğer, bir kavram, diğer bir kavramın tüm elemanlarını kapsıyor; ancak daha özel olan kavram, diğerinin sadece bazı elemanlarını kapsıyor ise bu kavramların arasında tam girişimlilik ilişkisi vardır
d. Eksik Girişimlilik İlişkisi
Eğer, iki kavram da karşılıklı olarak birbirlerinin bazı elemanlarını kapsıyorlarsa, aralarında eksik girişimlilik ilişkisi vardır.
3- Tanım

Herhangi bir kavramın anlamını, diğer kavramları kullanarak daha anlaşılır hale getirmektir.

Tanımın Özellikleri:

– Tanım tam olmalıdır. Yani tanımlanan kavrama dahil tüm elemanlar tanımda kapsanmalı, o kavrama dahil olmayanlar dışarıda bırakılmalıdır.
– Bilinmeyen bir kavramla tanım yapılmamalıdır.
– Tanımda kısır döngü bulunmamalıdır. Yani açıklaması tanımlanan kavrama bağlı başka bir kavram tanımda olmamalıdır.
– Tekil terimler tanımlanamaz, ancak detaylı tasvirleri yapılabilir.
– Tanım ne çok kısa ne de çok uzun olmalıdır.

Tanımlar, kavramın içleminde veya kaplamında bulunan kavramlara dayanarak, bir de başka kavramlarla yeni ilişki bağları kurularak yapılabilir.

a. İçlemine ve Kaplamına Göre Tanımlar
Bir kavram, bünyesinde taşıdığı özelliklerin açıklanmasıyla yapılıyorsa (Örn: “Ağaç, bitkidir”; “İnsan, varlıktır”…) içlemine göre; kapsamına eşit bir kavramla yapılıyorsa (Örn: “Canlı, yaşayandır”; “Yarasa, memeli, uçan bir kuştur”…) kaplamına göre tanımdır.

b. Ad ve Nesne Tanımları
Bir kavram, başka kavramlarla zihinden yeni ilişkiler kurularak açıklanıyorsa (Örn: “Araba, çağımızın gerekleri arasında sayılan, önemli bir araçtır”; “Çikolatalı pasta, dünyanın en güzel yiyeceğidir”…) ad tanımı; deney ve gözlem ile ispatlanmış bir özellik yüklenerek açıklama yapılıyorsa (Örn: “Su, deniz seviyesinde 100 oC’ de kaynar”; “metaller, ısınınca genleşir”…) nesne tanımıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
klasik mantık
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Boğazköy Paylaşım :: Eğitim :: Dersler :: Mantık-
Buraya geçin: